Ken Kesey’in 1962 yılında aynı isimle yayınladığı kitabı konu alan filmin yapımcı koltuğunda Milos Forman yer alıyor. Sinema tarihindeki yerini 1975 yılında alan film, günümüzde bile hala tartışılan ve en sevilen yapımlar arasındadır. Yayınlandıktan sadece bir yıl sonra 9 dalda aday gösterilerek, “en iyi film” ödülünün yanı sıra 5 farklı dalda ödül kazanmış. Bunun üstüne sinema tarihinde görülmemiş bir olaya daha imza atmıştır. İsveç’te tam 12 yıl boyunca vizyonda kalarak, dünya rekorunu elde etmiş. IMDb tarafından ise 8,7 puana layık görülmüştür.
Orijinal ismi “One Flew Over the Cuckoo’s Nest” olan filmin Türkçe ismi “Guguk Kuşu” olarak belirlenmiştir. Kelime anlamlarına bakacak olursak; “cuckoo” kelimesi guguk kuşu anlamını taşısa da aynı zamanda argoda deli olarak da kullanılıyor. Bu da bizlere “deliler diyarından biri geçti” gibi bir anlam ifade ediyor ki bu da film ile bağlantısını açıklıyor zaten.
Film 1963’de, uzun dönemli erkek hastaların kapatıldığı bir psikiyatri koğuşunda geçiyor. Jack Nicholson’ın oynadığı R.P. McMurphy koğuşa geliyor ve erkekleri kışkırtmaya başlıyor. Filmde şunu anlıyoruz ki; McMurphy hapishaneden çıkmak için akıl hastası numarası yapıyor. Bu filmde insanların yaşamış olduğu özgürlük problemi, Jack Nicholson ve hastalar tarafından gözler önüne seriliyor. Hemşire rolünü canlandıran karakter, dönemin baskıcı yönetimi hakkında bize bilgiler veriyor. Yine bize gösterildiği üzere, insanlar arasındaki sınıf ayrılıkları da göze çarpıyor. İyileşme süreci bitmiş ve artık topluma karışabilir duruma gelen hastaların, insanlar tarafından yiyecekleri “deli” damgası, onları orada kalmaya mahkûm ediyor. Birlik olma, kardeşlik gibi hümanistik unsurlar ise filme gizli ve derin bir şekilde yerleştirilmiş.