Dikkatimi veremiyorum! Dikkatim dağılıyor! Odaklanamıyorum… Ne kadar tanık cümleler değil mi? Belki de günlük hayatınızda sıkça kullanıyorsunuzdur. Belki kendinize değil çocuğunuza, eşinize, arkadaşınıza, ebeveynlerinize, tanıdıklarınıza karşı söylüyorsunuzdur. Sorunun farkındayız, peki ne yapabiliriz? Dikkat geliştirilebilir mi, gücü artırılabilir mi? Elbette.
Kireçci (2005), bu konuda 10 maddelik çalışma sunuyor bizlere;
- Kendini tanımak: Kendi fikirlerinizi, özünüzü, sevdiklerinizi veya sevmediklerinizi, özelliklerinizi ne kadar biliyorsunuz? Hep başkasına sorarız en sevdiğin yemek, renk nedir diye ya da nelerden hoşlanırsın, neleri sevmezsin… Hiç kendimize sorduk mu bu soruyu, kendimizi merak ettik mi? Kendi özümüzü buldukça dikkatimizi de kontrol edebiliriz.
- Nefesi izlemek: Nefes alış-verişimizi müdahale olmaksızın izlediğimizde kendiliğinden olan bir süreci izlemiş oluruz. Etraftaki her şeyden soyutlanıp kendi bedenimiz içinde olan yaşam enerjisini hissederiz. Bu çalışmayı düzenli olarak yaparsak nefes alıp veren içimizdeki o enerjiyi her an hissedebilir duruma gelebiliriz.
- Çağrışımları izlemek: Aslında çağrışımlar dikkatimizi dağıtır fakat çağrışımları izlersek, şematize edersek konunun bütünlüğünü sağlayabiliriz. Bu konuya nerden geldim, nasıl başladım, nereye doğru yol aldım gibi.
- Zihni izlemek ve yönetmek: Bu maddeyi uygulayabilmek için zihnin işleyiş sürecini bilmemiz gerekir. Bu işleyiş anlaşıldıktan sonra ancak zihnimizi yönetebiliriz. ‘Dikkatimizi yönetebildiğimiz kadar güçlüyüz.’
- Zihni ön yargılardan temizlemek: Ön yargılı olmak yöneldiğimiz hedefe karşı taraflı olmaktır. Dikkat ise yöneldiğimiz hedefi tanımaya, anlamaya yöneliktir. Taraflı olunan bir durumda dikkat gerçekleşmez. Ön yargılarımız bizi değişime kapalı yapabilir ve bu durum sorunlarla karşılaşmamıza neden olabilir. Bu yüzden dikkatimizi verirken odaklanma sorunu yaşamamak için zihnimizi ön yargılardan temizleyip, uzak tutmalıyız.
- Beş duyu çalışması yapmak: Bir hedefi belirleyip bu hedefe yönelik beş duyuya yönelik sorular sorarak bu çalışmayı yapabiliriz. Örnek olarak, bilgisayarda ödevimizi yapıyoruz ve ödevimize bir türlü odaklanamıyoruz. Bu durumda beş duyu çalışması yapmaya karar veriyoruz. Şu an ne görüyorum? Ödevimin bu kısmına gelene kadar ne yaptım? Bilgisayarımın çıkardığı ses nasıl ya da açtığım müzik ödev yapmamı etkiliyor mu? Ödevi yaparken ne yiyorum/içiyorum? Ödevimi yaparken nasıl duruyorum ve bu benim sağlığımı nasıl etkiliyor? Bu sorular kendimizi, bedenimizi tanımamıza yardımcı olur. Dikkat, madde ile maneviyat arasındaki bağlantıdır. Biz bedenimizle maddeyi, özümüzü bularak da maneviyat ayağını kurarız ve bağlantıyı tamamlarız.
- Hedef üzerinde çalışma yapmak: Hedef belirledikten sonra bu hedefin detaylarını ve özelliklerini belirlemeliyiz. Dikkatin kendisi de hedef olarak seçilebilir.
- Dikkatli insanları izlemek, sohbet etmek: Hayatımızın birçok alanında öğrenilmiş davranışlar sergileriz. Örneğin, elinizde nasıl kullanıldığını bilmediğiniz bir cihaz var ve diğer insanlarda da aynı cihazı görüyorsunuz. Nasıl çalıştığını anlamak için izleyeceğiniz yollardan biri diğer insanları gözlemlemektir. Bu uygulamayı dikkatli insanları izleyerek, onlara sorular sorarak gerçekleştirebiliriz.
- 5N+1K soru sistematiğini kullanmaya alışmak: Ne, nerede, ne zaman, nasıl, neden ve kim… Bu sorular belki ilkokul yıllarında yaptığımız ödevlerde canımızı çok sıkmıştı ama artık dikkat sorunumuzu çözmek için bize yardımcı olacak. Bu soruları dikkate yöneltip sorarsak, dikkatimizin gücünü ve kalitesini artırabiliriz. Dikkat nedir, ne zaman dikkatim dağılır, dikkat ettiğim zamanki hallerim nasıl… Daha birçok soru kalıbı oluşturabiliriz. Sizler de kendinize bu ve bunun gibi sorular sormayı unutmayın!
- Konu, ortam ve çevre değiştirmek: Dikkatimizi hep aynı ortam ve çevre içerisinde bulundurursak dikkatin kalitesini düşürmüş olabiliriz. Bu konuyla ilgili eskilerin tebdili mekânda ferahlık vardır sözü bizlere yol gösterici olabilir.
Makale Kategorileri:
Kişisel gelişim